Faizsiz bankacılık dünyada 1960’lı yıllarda Türkiye’de ise 1980’li yılların ortalarında gündeme gelmiştir. 1970’li yıllarda Körfez ülkelerinde uygulamaya başlanan faizsiz bankacılık daha sonra batılı ülkelerde de uygulama alanı bulmuştur. Türkiye’de “katılım bankacılığı” olarak isimlendirilen faizsiz bankacılık, fon toplama ve kullandırma usullerinde geleneksel bankacılıktan önemli ölçüde farklı ve yeni bir yöntemdir. Katılım bankaları hem Türkiye’de hem de dünyada müşterilerine geleneksel bankalardan farklı alternatifler sunmaktadır. Katılım bankalarının sağlam zemine oturması için, ekonomi politikalarının sürekli, uzun vadeli ve reel sektörü destekleyici olması gerekir. Eğer kamusal açıkların çok büyük, devletin borçlanma gereği ve riskler çok yüksek olursa yatırımcının karar vermekte güçlük çekerler. Reel sektörü destekleyen katılım bankaları uzun vadede küresel ya da yerel çapta ekonomik krizlere neden olan bu politikalara bir alternatiftir.